Ölenin Çocuklarının Mirası Reddetmesi Halinde Miras Kimlere Geçer

Ölen birinden kalan miras her zaman mal ya da para olmuyor. Kalan borçlar mallardan fazla olduğu zaman ya da sadece borçlar kaldığında mirasın reddi gündeme gelebiliyor. Çoğu kişi, mirası reddettiği zaman kimlerin mirasçı olacağı konusunda tereddüte düşüyor. Miras, farklı durumlara göre farklı kişilere geçer.

Mirasın Reddi Nedir ve Sonuçları Nelerdir?

Mirasın reddi ya da reddi miras ; miras bırakanın ölümü üzerine mirasçılarının ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte tüm malvarlığını reddetmesidir. Mirasın gerçek reddi ve mirasın hükmen reddi olmak üzere iki türlüdür. Mirasın gerçek reddi, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine ölümden veya mirasçının ölümü derhal öğrenmiş olma durumu yok ise ölümü ve kendisinin mirasçı olduğunu öğrenmesi tarihinden itibaren 3 ay içinde açılacak bir dava ile yapılır. Mirasın hükmen reddi ise istisnai bir durumdur, miras bırakanın ölümü tarihinde kendisinin borçlarını ödemeden aczi açıkça belli ve resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılmasıdır.

Mirasın gerçek reddi süresini kaçıran ve mirasbırakanın aşırı borçları sebebiyle başını taşlara vurmak isteyen mirasçıların imdadına eğer şartları varsa mirasın hükmen reddi davası yetişebilir.

En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. En yakın mirasçıların tümü mirası reddetmez ise, reddedenlerin altsoyu varsa miras payı altsoylarına geçer, yoksa bu durumda onunla aynı zümrede mirasçı olanların miras payı artar.

"En yakın mirasçıları", kişi öldüğünde otomatik ilk elden mirasçı olan kişiler demektir.

Örnekle açıklayalım:

Miras bırakan M öldüğünde ardında eşi E, çocukları A, B, C ve C’nin çocuğu D kalmıştır.

Bu durumda M’nin en yakın mirasçıları eşi ve 3 çocuğudur. E, A, B ve C’nin hepsi M’nin mirasını reddederse, geride kalan torun D’nin mirası reddetmesi mümkün olmayacaktır, buna gerek yoktur. Eğer E, A ve B’nin biri bile reddetmemiş olsaydı, (D’nin ana/babası olan C’nin reddetmiş olması şartıyla) D’nin de reddi miras yapması gerekecekti.

Bir mirasın gerçek reddi davasında, yargılama esnasında mirasçılar mahkemeden kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını talep edebilir. Bu talep edilmeyip de, ret kararının verilmesi sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için 3 aylık red süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Yani mirası reddedenin çocuğunun mirası red süresi, ebeveyninin mirası reddettiğini öğrenmesinden itibaren 3 aydır. Yargıtay kararları velayet altındaki çocuklar için bu öğrenme tarihini genellikle ebeveynin reddi miras kararı kesinleşince "öğrendiği" ve 3 ayın başlayacağını kabul etmektedir. Farklı (tutarlı olmayan) kararlar vardır; bazı kararlar kesinleşme 3 ay, bazı kararlar kesinleşmeyi öğrenme 3 ay şeklinde süreyi değerlendirmektedir. Kesinleşmenin öğrenilmesi 3 ay olan yargıtay görüşü kabul edilirse, bu durumda her halükarda öğrenmeyi ispat külfeti davacıya aittir, 3 aylık süre hak düşürücü, hakimce resen nazara alınır. Velayet altındaki çocuk adına açılacak davalar için, kesinleşmenin yeni öğrenildiği iddiası ile dava açıldığında, velayet altındaki bir çocuğun adına o reddi miras davasını, hakkında verilen karar kesinleşen veli açacağı için kesinleşme ile öğrenilmediğini, daha sonra öğrenildiğini ispatlamak zor olabilir.

Mirasın reddi süresi boyunca mirasçılara icra takibi yapılamaz. Mirasbırakandan alacaklı olanların buna dikkat etmesi gerekir.

Ölenin Çocuklarının Mirası Reddetmesi Halinde Miras Torunlara Geçer Mi?

Bu sorunun aynısını şu şekilde de sorabiliriz, babanızın ya da annenizin kendi baba ya da annesinin mirasını reddetmesi halinde siz dedenizin ya da anneannenizin / babaannenizin mirasçısı olur musunuz? Her iki durum da aynıdır. Cevap evettir. Mirasın reddinde, şu unutulmamalı: mirası reddeden kişi, mirasını reddettiği kişiden önce ölmüş gibi sayılır ve kendi mirası da kendisinden sonra öleceklerin mirasları da o şekilde taksim edilir. Bu sebeple, örneğin dedenizin mirasını reddeden babanız, dedenizden önce ölmüş gibi kabul edilir. Dedeniz öldüğünde, babanız onun mirasını reddetmiş olsa da fark etmez, siz dedenizin mirasçısısınızdır. Önemli olan ölenin ölüm tarihinde kimlerin sağ olduğudur. Babanızı ölü kabul ediyoruz, o halde sağ olan sizsiniz ve mirasçısınız.

Babasının ya da Annesinin Mirasını Reddeden, Dedesinin ya da Anneannesinin / Babaannesinin Mirasçısı Olabilir Mi?

Bu sorunun cevabı babanın ya da annenin dede ya da anneanne / babaanneden önce mi sonra mı öldüğüne göre değişir.

Mirası reddedilen baba ya da anne, bir üst soyun yani dede ya da anneanne / babaannenin ölümü tarihinde sağ ise, kendisi ölenin mirasçısıdır. Kendisi sağ olduğu için kendisinin mirasını reddetmiş olan çocuğu, ölen dede ya da anneanne / babaanneden miras zaten alamaz.Yani bu ihtimalde cevap hayır.

Ama mirası reddedilen baba ya da anne, bir üst soyun yani dede ya da anneanne / babaannenin ölümü tarihinden önce zaten ölmüş ise, dede ya da anneanne / babaannenin mirası torunlara (yani onun mirasını reddetmiş olan çocuklarına) kalacaktır. Bu ihtimalde cevap evettir.

Ölenin Tüm Altsoyu Mirası Reddettiyse Miras Kime Kalır?

Mirasçılar hukuken zümrelere / derecelere ayrılmış durumda. Bunları burada anlatarak fazla teknik terimler kullanmaya gerek yok elbette. Sadece şu soru herkesin aklına geliyor olabilir, borçlu birinin tüm çocukları ve torunları yani altsoyu mirasını reddetti. Miras kime kalacak?

Ölen kişinin en yakın mirasçıları sağ değilse, ölenin terekesi (malvarlığı) tasfiye edilecektir. Ölenin eşi ya da üstsoyu sağ ise, miras onlara kalır. Ölenin eşi , üstsoyu ya da çocukları sağ değilse, ya da mirasının bunların tamamı tarafından reddi halinde miras artık ölenin kardeşlerine geçmez. Kanun burada bir otomatik fren , bir kasis koymuş. Durun bir dakika, eşi ve çocukları gibi en yakınındaki herkes reddettiyse , daha uzak olanları örneğin kardeşleri koruyalım mantığıyla. Çünkü bir insanın en yakın mirasçıları (genellikle birinci zümreden mirasçılardır ancak eşi ve çocuğu bulunmayanlarda en yakın mirasçılar ikinci zümreden de olabilir) doğrudan yanında yakınında bulunan kişilerdir. Çekirdek ailesi sayılır ve onun borca batık olup olmadığını daha kolay bilir. Ancak kardeşler için bunu bilmek, mirası zamanında reddetmek vb. daha zor görülmüştür.

"En yakın mirasçıları", kişi öldüğünde otomatik ilk elden mirasçı olan kişiler demektir. Yani, ölenin üstsoyu, altsoyu ya da hiç çocuğu yoktuysa, "en yakın mirasçılar" kavramı bu sefer kardeşleridir. Yani ölenin kardeşlerinin hepsinin mirası redetmesi gerekir.

Ölenin en yakın mirasçılarının olmaması ya da hepsinin mirası reddetmiş olması durumunda, miras daha uzak mirasçılara artık geçmez, tereke tasfiye olunur, yani borç harç olarak ne var, malvarlığı olarak ne var bir dava ile incelenir. Ödenebiliyorsa borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa sanki hiç red olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verilir. Borçlar hiç ödenemiyorsa, alacaklılar öyle kalakalır... Devlete kalmaz, devlet mirasçı olmaz, ödemez.

Hukuk sistemimizin bir sert zemini daha. Borç harç yap yap, sonra öl, mirasçılar mirası reddetsin. Alacaklılar havasını alsın.

Ölenin Mirasçısı Mısınız Bir Düşünün

Tüm bu beyin yakan sorulardan sonra, şuna değinerek bitireyim. Reddi mirası süresinde yapmamanın kurtuluşu yok. Birisi ölmeden ondan size kalacak mirası peşinen önceden reddedebilmek de mümkün değil, doğmamış bir haktan feragat edilemez. O halde yakınlarınızdan özellikle eşi ve çocuğu olmayan birisinin vefatı söz konusu olduğunda , göz önünde bulundurun, mirasçısı mısınız değil misiniz? Eğer mirasçısı iseniz, bu kişinin borçları ne kadar olabilir? Sizin hayatınızı karartacak kadar olabilir mi?

Çok Sayıda Mirasçı Varsa Avukatsız İlerlerken Usanabilirsiniz

Her türlü durumda hukukçu yardımı en iyisidir. Ancak bilhassa çok fazla mirasçının olduğu durumlarda, bu kişilerin ayrı ayrı dava açıp yürütmeleri hem zaman hem emek hem de masraf bakımından gereksiz fazlalıkta olacaktır. Bu durumda en iyisi, bu kişilerin bir avukata vekalet vererek tek davada davacı olmalarıdır. Avukat temsili olmadan bu yöntem imkansızdır. Ayrıca çok sayıda mirasçının bir kısmı bu yolu kullansa bile, avantajları hatalı mahkeme kararından korunmak olacaktır. Çünkü farklı mahkemelere düşen bu mirasçıların davalarından mahkemeler kendiliğinden haberdar olamayabilmektedir, mahkemeler arasında koordinasyon olamayabilmektedir. Bir avukatın hatalı ya da eksik durumları sistem üzerinden fark etmesi ve müdahale ile karar kesinleşmeden düzeltilmesini sağlaması mümkündür.

 

*  İSİMSİZ YORUMLAR YANITLANMAZ.

*  Değerli yorumlarınız ve sorularınız onaydan geçtikten sonra yayınlanır ve yanıtlanır. Yorumun aşağıda görünmesi ve altına yanıtın girilmesi birkaç gün sürebilir, ara sıra kontrol ediniz.

*  AŞAĞIYA YORUM YAPAMIYOR İSENİZ BU LİNKE TIKLAYIP FORMU DOLDURARAK DENEYİNİZ.

*  ÜCRETSİZ SORU SORMA PLATFORMU DEĞİLDİR. Blog altındaki yorumlarımız genel fikir verme amaçlı olup, olaya özgü danışmanlık değildir. Sorularınızın yanıtlanması genel olarak hukuki bir imkanın olup olmadığı şeklinde olacaktır. Sorunuz yayınlanmadı ise yazı metninde açıkça yanıtı bulunması sebebiyle olabilir. Birkaç defa aynı yönde yanıtlanmış sorular ile tamamiyle aynı olan sorular sorulduğunda da yorumunuz yayınlanmaz. 

*  Önemli not: Telefonla soru yanıtlama gibi bir hizmet vermemekteyiz. Whatsapp"tan ya da sosyal medya hesaplarından da danışmanlık vermemekteyiz. Danışmanlık ücreti, doğru yorum ve emeğin karşılığıdır. Yüzyüze görüşmek için randevu alabilirsiniz. İzmir dışında iseniz, ücretli online danışmanlık hakkında sadece bilgi almak için dahi [email protected] "ye mail gönderebilirsiniz.