Sosyal Medyada İfade Özgürlüğünün Hukuki Sınırları

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi"ne göre, herkes düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, bir müdahale olmaksızın bilgi ve fikirleri arama, alma ve yayma özgürlüğünü içerir. İfade özgürlüğü, uluslararası hukukta Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi düzenlemelerle, ulusal hukukumuzda da başta Anayasamız olmak üzere birçok düzenleme ile de korunmuştur. Peki nasıl ve niçin bu kadar anlaşmazlık çıkıyor? İfade özgürlüğünün hukuki sınırları neler olabilir?

Özgürlüklerin Denetlenmesi Bakımından Sosyal Medya “Ortamı”

İfade özgürlüğünüzü fiziksel ve sözlü ortamda kullanırsanız, bir kamu binasında mı, sokakta mı, nerede olduğunuza göre özgürlüğünüzün sınırları değişecektir. Çünkü özgürlüğünüzün sınırlarının denetlenme yöntemi ve denetleyen merci değişecektir. Emniyet güçleri sizin ifade özgürlüğünüzün sınırlarını denetleyebilir. Denetlemesi, sınırlaması ya da karar verici otoritenin o olduğu demek değildir. Denetler, kendi yetkisi çerçevesinde ifade özgürlüğünüzün sınırlarını aştığınız kanaatine varırsa durumu yargıya aksettirebilir. Çünkü o, orada kamu otoritesini temsil etmektedir. İfade özgürlüğünüzü sosyal medyada kullanırsanız da temelde aynı prensip geçerli olmakla birlikte söz uçar, yazı, fotoğraf ve video kalır. Burada, artık emniyet güçlerince takip edilebilirliğiniz ve denetlenebilirliğiniz kesindir. Şu uygulama takip edilebiliyormuş, bu edilemiyormuş söylentilerine pek kulak asmamanızı tavsiye ederim, takip etmek isteyen devlet otoritesinin her türlü edebileceği açıktır. Yasal mıdır tartışılabilir, ama açıktır.

İletişiminizin denetlenmesi mekanizmalarının bağımsızlığını incelemeniz, hukuki birçok sorunuza cevap olacaktır.

Benim Özgürlüğümün Başladığı Yerde Seninki Biter, Suçun Oluştuğu Yerde Hepimizinki Biter

Sosyal medya, dünya çapında gündem oluşturabilme gücüne sahip. Klasik bir söz var herkesin bildiği; benim özgürlüğümün başladığı yerde seninki biter. Bu söz anlam itibariyle doğru. Daha da doğrusu ise, suçun oluştuğu yerde hepimizin özgürlüğü biter.

Ülkemizde sosyal medya paylaşımı nedeniyle hakkında işlem başlatılan (soruşturma açılan, gözaltına alınan, işten çıkartılan, para cezasına çarptırılan, disiplin cezası alan) kişiler düşündüğünüzden çok daha fazla. Sosyal medya paylaşımları, özellikle ceza hukuku bakımından “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet ile Kamu Kurumlarına Hakaret”, Halkı Kin ve Düşmanlığa Sevk”, “Terör Örgütü Propogandası Yapmak”, “Dini Değerleri Aşağılamak” başta olmak üzere adi şekildeki “Hakaret” ve “Tehdit” suçlarını oluşturabiliyor.

Peki suç hangi noktada oluşmuş oluyor? Ya da tazminat gerektiren bir durum? İşte bütün mesele bu. Bunun hukuki bir cevabı verilebilir. Ancak hukuki cevabın uygulaması da hukuki olursa bir anlamı olur. Uygulama konusunda birlik olmadığından, hukuki anlamda irdelenmesi gerekenleri belirlemekle yetiniyorum.

Yargıtay kararlarına göre birkaç genelleme yaparsam; “beddua” içeren ifadeleri hakaret kapsamına girmiyor. “Edepsiz”, “terbiyesiz”, “x fakültesi okumadın anlaşılan” gibi ifadeler gri alanda. Öyle bir ifade kullanılmış olabilir ki, içeriğinde tereddüt edilmeyecek derecede muhatabın kim olduğu anlaşılıyorsa, “ama ben onun adını belirtmedim ki” denemez, bunlar isim kullanılmasa dahi suç oluşturabilir ya da tazminata sebebiyet verebilir. Mahkemeler sadece kelimeyi değil muhakkak bağlamı, öncesini ve sonrasını, amacı ve tahrik unsurları olup olmadığını beraber değerlendirmeli.

Özel kişilere değil de siyasi kişilere yönelik ifadeler içeren bir paylaşımda bulunuldu diyelim. Bunun ifade (eleştiri) özgürlüğü kapsamında mı, bir suç kapsamında mı değerlendirileceğinin hukuki kıstasları daha da muğlaktır. Somut olayın özelliğine göre değerlendirileceğinden, uygulayıcı olan avukat, savcı ve özellikle de hakimlere çok iş düşmektedir. Sınırlandırmanın kanunlarla düzenlenmiş olması, öngörülebilir (şeffaf) olması, gerekli ve orantılı olması gerekir. Örneğin paylaşan kişinin siyasi kişilerin birtakım eylemlerinden kaynaklanmış bireysel sorunlarına ilişkin açıklamalar içeren bir paylaşım, bir başkasının onur şeref ve saygınlığını rencide etmiyorsa hakaret suçunu oluşturmaz. Bir kişinin süreklilik arz etmeyen tek paylaşımı suç teşkil ediyor olsa bile, o paylaşım hakkında gereken hukuki işlem yapılabilir ama hesabının tümden kapatılması ya da bunun bir “örgütsel faaliyet” olarak ele alınması orantısızlık olur. Terör örgütü propagandası yapmak suçu için suçun kanunla belirlenmiş açık ve net unsurları olan örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek bir paylaşımın gerçekleşmiş olması gerekir, paylaşım bu şekilde değilse içeriğinde terör örgütünün ismi geçiyor olsa dahi suç oluşturmaz. Anayasamızda kıstas olarak “hakkın özüne dokunulmaması gerektiği” belirtilmektedir. Hakkın özüne dokunulması, hakkın amacına uygun şekilde kullanılmasını son derece zorlaştıran veya onu kullanılamaz duruma getiren bir sınırlandırmanın yapılması demektir. Buna göre değerlendirilmeli.

Bir suç oluşmuyorsa bile paylaşımın bir haksız fiil içerip içermeyeceği, maddi ya da manevi tazminat sorumluluğuna sebebiyet verip vermeyeceğinin kıstasları da benzerdir. Paylaşım, bir başka kişinin kişilik değerlerine saldırmadığı sürece tazminata sebebiyet vermez. Örneğin bir ürün satan kişinin ürünlerinin altına “Bu ürünün neresini beğeniyorlar, güzel bir yanı yok.” yazılması, ürün sahibinin kişilik değerlerini zedeleyen bir yorum olmadığından eleştiri sınırlarını aşmamaktadır, kişisel kanaat ifadesidir ve manevi tazminat koşullarını oluşturmaz.

Paylaşımın doğrudan kaleme alınan yazı mı, retweet gibi iletilen bir başkasına ait paylaşım mı, resim ya da video gibi bir içerik mi, mizah amacı taşıyan bir karikatür mü olduğu, ayrıca paylaşımın ya da kullanıcı profilinin “herkese açık” mı “sadece arkadaşlar” mı şeklinde olduğu gibi sosyal medyanın tekolojisine bağlı hususlar da hukuki değerlendirmede kesinlikle göz önünde bulundurulmalıdır.

İfade Özgürlüğü ve Demokrasi İlişkisi

İfade özgürlüğü ile ilgili hukuki süreçlerin yargı organları tarafından sağlıklı yürütülmesi, bir ülkenin siyasi hayatı ve demokratik yapılanması açısından çok büyük önem taşır.

Uluslararası mahkemeler ve birçok farklı ülkelerin mahkemeleri nezdinde siyasetçilere yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu bir ilke olarak benimsenmiştir, bunun gerekçesi bu kişilerin halkın yakın denetimine açık olan kamuoyuna mal olmuş kişi olmayı bilerek tercih etmeleridir. Ülkemizde ve sayılı bazı ülkelerde bu konuda mahkemeler arasında karar birliği yoktur.

Normalde sosyal medyanın, ifade özgürlüğü hakkının kullanım alanını genişletmesi beklenir. Ancak akademik hakemli makalelere konu olan araştırmalara göre bunun Türkiye’nin siyasi ve hukuki yapısı içerisinde mümkün olup olmadığı konusunda bir fikir birliği yoktur. Sosyal medya kullanıcılarının paylaşımları aleyhine son 10 yıl içinde yüzbinlerce ceza ve disiplin soruşturması açılmış, işten çıkarmaların yapılmış olması karşısında, kişilerin sosyal medya paylaşımları konusunda çekimser kalması ve paylaşmak istediği şeyleri de paylaşamaması, paylaşımları sonrası işleme tabi tutulan kişilerin varlığı nedeniyle bir korku kültürünün oluşması, sosyal medyanın bir “fişleme” ve “gözetim” aracı olarak da kullanıldığı düşüncesinin yayılması gibi sonuçlar doğabilir. Hukuk ve demokrasi açısından toplumun ihtiyacı olan şey, bu sonuçların gerçekleşmemesidir.

*  İSİMSİZ YORUMLAR YANITLANMAZ.

*  Değerli yorumlarınız ve sorularınız onaydan geçtikten sonra yayınlanır ve yanıtlanır. Yorumun aşağıda görünmesi ve altına yanıtın girilmesi birkaç gün sürebilir, ara sıra kontrol ediniz.

*  ÜCRETSİZ SORU SORMA PLATFORMU DEĞİLDİR. Blog altındaki yorumlarımız genel fikir verme amaçlı olup, olaya özgü danışmanlık değildir. Sorularınızın yanıtlanması genel olarak hukuki bir imkanın olup olmadığı şeklinde olacaktır. Sorunuz yayınlanmadı ise yazı metninde açıkça yanıtı bulunması sebebiyle olabilir. Birkaç defa aynı yönde yanıtlanmış sorular ile tamamiyle aynı olan sorular sorulduğunda da yorumunuz yayınlanmaz. 

*  Önemli not: Telefonla soru yanıtlama gibi bir hizmet vermemekteyiz. Whatsapp"tan ya da sosyal medya hesaplarından da danışmanlık vermemekteyiz. Danışmanlık ücreti, doğru yorum ve emeğin karşılığıdır. Yüzyüze görüşmek için randevu alabilirsiniz. İzmir dışında iseniz, ücretli online danışmanlık hakkında sadece bilgi almak için dahi [email protected] "ye mail gönderebilirsiniz.