İş Sözleşmesini Haklı Nedenle Feshedebilmenin Süresi Var Mıdır
İş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilmenin bir süresi olup olmadığı, haklı nedenin ne olduğuna göre değişmektedir.
4857 sayılı iş kanununun 26. maddesine göre, kanunda “ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller” olarak düzenlenen hallere dayanarak işçi veya işveren, iki taraftan birinin diğer tarafın bu çeşit davranışlarda bulunduğunu öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.
Ahlak ve İyiniyet Kurallarına Uymayan Haller Nelerdir?
Öncelikle, kanunda “ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller” olarak düzenlenen haller kapsamına neler giriyor? Bu hallerin bazı temel tipleri kanunda sayılmıştır ancak sayılanlar sınırlı değildir, “ve benzerleri” ibaresi kullanılmıştır. İşçinin haklı nedenle feshi için bu haller; işverenin işin esaslı noktaları hakkında yanlış bilgiler vermesi, işçiye veya aile üyelerinden birine karşı suç işlemesi, cinsel taciz, işçinin ücretinin ödenmemesi gibi haller olabilmekte. İşverenin haklı nedenle feshi için bu haller; işçinin vasıfları hakkında yanlış bilgiler vermesi, işverene veya aile üyelerinden birine karşı suç işlemesi, cinsel taciz, işçinin sarhoş işe gelmesi ya da işyerinde alkol ya da madde kullanması, işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanması, hırsızlık yapması, işverenin meslek sırlarını ortaya atması, kanunda izin verilen sınırları aşan devamsızlık yapması, görevini kasten ihmal etmesi, kusuruyla iş güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerindeki tesisatı otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara uğratması gibi haller olabilmekte.
“Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” kapsamında olmayan fesihler için 6 günlük ve 1 yıllık fesih süresi söz konusu değildir. Yine de Yargıtay, burada “makul” bir süre olması gerektiğini kabul ediyor. Örneğin, “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” kapsamında olmayan bir hal bakımından, işçinin savunmasının alındığı tarihten fesih tarihine kadar yaklaşık 3 ay geçmesine rağmen işverence fesih gerçekleştirilmediği için fesih hakkının makul süre içinde kullanılmadığı gerekçesiyle yapılan feshin geçersiz olduğuna dair Yargıtay kararları mevcuttur.
Bu hallerin gerçekleştiğini öğrenme anından itibaren işçi de işveren de iş sözleşmesini feshetmek için 6 iş gününden ibaret bir süreye sahip. Her halükarda, öğrenme olsun ya da olmasın maksimum süre ise bir yıl.
6 iş günlük sürenin birinci günü, işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günü takip eden iş günü başlar, 6. günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İstisnai Durumlar Var Mı?
Bunun istisnaları vardır. İşverenin feshi için istisnası, işçinin haklı feshe neden olan olaydan bir maddi menfaat sağlamış olmasıdır. Haklı feshe neden olayda işçinin maddi menfaati olmuşsa, öğrenmeden itibaren 6 iş gününe riayet etmek koşuluyla ancak bir yıl ile bağlı olmaksızın olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkanı vardır. Maddi menfaat nasıl olabilir? Örneğin, işçinin “satılmaz” kategorisinde bulunan ürünleri satarak ya da çalıştığı işyerindeki ürünleri işverenden habersiz işyeri dışına çıkartarak satıp gelir elde etmesi, işverene ait işyerinde kullanıma ayrılan malzemeleri şahsi kullanımı için alması, işyerine ait aracı iş amacının dışında kullanması ve başkalarına kiralaması, raporlu olduğu süre içinde başka bir
işyerinde çalışması gibi durumlarda işçi maddi menfaat elde etmiştir. Bu hallerde, işveren durumu öğrenmesinden itibaren 6 gün içinde fesih hakkını kullanmak koşuluyla olayın üzerinden 3 yıl geçmiş olsa da haklı feshi yapabilir.
İşçinin haklı feshi için 6 günlük sürenin istisnası ise, haklı feshe neden olan olayın “süregelen” bir durumun var olmasıdır diyebiliriz. Örneğin 6 iş günlük süre; işverenin işçiye küfür etmesi, işçiye sözleşmede öngörülmeyen şekilde bir iş yüklemesi, işçinin çalıştığı ortamı işçiye bildirmeden aniden değiştirmesi gibi ani gerçekleşen eylemler için geçerli olacaktır. Ancak Yargıtay’a göre; işçinin maaşının her ay farklı günlerde yatırılıyor olması, ya da bir kısmının elden ödenip bir kısmının bankaya yatırılıyor olması ve sigortasının gerçek ücret üzerinden yapılmıyor olması gibi süregelen durumların varlığı söz konusuysa işçinin haklı fesih yapabilmesi için 6 günün varlığından söz edilemez. Bu noktada sadece fesih için beklenen sürenin makul bir süre olmasına dikkat edilecektir. Yani örneğin maaşı yatırılan ancak aynı ve belirli tarihlerde yatırılmayan işçinin bu duruma birkaç ay katlanması makuldür ancak 2 yıl boyunca katlanıp daha sonra bunu haklı fesih sebebi olarak ileri sürmesi mahkemece iyi niyetli olarak değerlendirilmeyebilecektir.
Yorum Yazın